22 Eylül 2008 Pazartesi

İçindeki fısıltı

Pişşşttt sen !! dedi belli belirsiz bir fısıltı ; sende kimsin dedi çocuk otrudugu yerden hızla dogrularak ,pişştt sana diyorum dedi fısıltı bu sefer daha set ama yine sessiz ce,cocuk ürperdi aptal yaz gecelerinin uykusuz günlerinin beyninde yarattıgı sanrı olmalı diyedüşündü çarçabuk;okul yıllarının yoğun eğitim dönemindede yasamıştı buna benzer bir şey hatta sesle birde enikonu konuşup karsılıklı efkar dağıtmışlardı ama daha önceki dert ortagı zihinsel bir yanılsamaydı yada uykunun hafif döneminin beyin aktiveteleriyle bezendiği sattlere denk gelmişti,ama şimdi ayaktaydı odanın balkona yakın köşesinde derhal mekanı terketmeye hazır tehlikenin nerden geleceğini ölçer bir ifadeyle sağasola bakınıyordu ,kimse yoktu işte ,cevap vermek de komik geldi çocuga sanki bir vodvil temsilini tek basına sahneye koyar gibi hissetti kendini,oyunculuk yönü zayıftı karsısında ki ayakkabı dolabının aynasına baktı üff bu benim korkmuş halimmi diye düşündü ,gercektende yüzüünde herhangi bir kaas kımıltısı yoktu ,biraz rengi çekilmiş yüzü sarıcaydı okadar ,fısıltı bu sefer alayedercesine aynaya bakıyosun salak dedi beni görmüyormusun, coccuk birşeyler mızıklanacak olduki ,fısıltı tahammülü kalmamış bir edayla: bugün dedi; birbirimizi tanıma vakti geldi .

Fısıltı biraz daha tatlı bi ses tonuyla :öncelikle bilmeni isterimki beni dünyaya getiren snsin dedi cocuga tıpkı diğerleri gibi haha!! Sasırma hemen metafizik bi durum söz konusu degil gercekte materyalist bi inancın tartışmaz savunucusu su götürmez militanıyım ,bizim dünyamızd a sizinkinden farksız ,bizim mi? Diye sasırarak sordu cocuk, bilge fısıltı; evet biz diyerek hem cocugun merakını alevlendirmek hemde cok sıradan bi olaymıscasına meseleyi ustaca elinde tutan taraf oldugunu kabulettirmek istergibiydi

Cocukda bazı noktalar da ruh ve madde ,varlık ve düşünce çelişiğinde gelgitler yasamış kimi zaman toplumsal normların uyguluyacısı geleneklerin gözle görülmez baskılarıyla idealizm e yönelmiş en azından yaratıcı bi ruhun varlıgına inanmanın uyuşuk bbeyinleri mutlu ettiğinin bilincinde kendi de bu yolu izlemişti,öte yandan marx ve engels i okumuş ruhu yaratan maddelerdir görüşüne baglanmış varlığı düşünceden bağımsız olarak kabul eden bu sisteme kendini yakın hissetmişti ,platon Kant ve berkeleyin görmediğimiz algılayamadıgımız seylerin gercekte varolmadıgı görüşü ise ona fazlaca pasif bi tutum gibi gelmişti yani düşüncenin sınırlarının cevap veremiyecek noktalara ulaştıgında herseyi allaha baglamak kolaylık gibiydi

Cocuk fısıltıya biz derken neyi ifade etmeye calıstıgını sormak istedi ,fısıltı hemen bizlerde senin parcanız senin varolusun ve içinde dolaştıgını düşünndüğün ruhunuz, sanıldığı tek ruh gibi düşünme bizi ,senin zeka algının ve cercevenin ulaştıgı en yüksek kademe bizi daha da cogaltıyor dedi ,sasırma ama dedi biraz ortamı gevşetmek ister gibi ,diğer ruhların adına konusur gibi birden sabırsızca ve ses tonunuda yükselterek sıraladı:ben senin yaşama arzunum,ben senin aşık olma ihtirasınım ben senin para güç mevki kazanma hırsınım ben senin korkak yüzün aynı zamanda cesur yüzünüm ve ben senin sonsuz benciliğinin bir parcasıyım diyiverdi.

Yani dedi çocuk safçana ben aşık olamıyormuyum,fısıltı kahkayı patlattı sonunda ;tabi ya genç adam sen sadece kendini seviyosun dedi ,yasadıgın seylerin kaynagını uzaklarda arama senin içinde mekan tutan bizleriz yani seniz biz,peki dedi cocuk canı fena halde sıkılmıştı benim bir sevdigim var onun saclarını oksamak elini tutmak hep yanımda olmasını istemekde nedir bu sevgi degilmi yani cocuk kızmıştı,fısıltı güldü hahaha bak yine aynı seyi yapıyorsun biri sana kaçınılmaz gercegi acı bi şekilde söleyince hemen içinde dolaşan başka birr sahsiyete bürünüp kıskanç ve vahsi kimliğini kendince pek insancıl toplumda kabul gören bi zemine oturtmaya calısıyorsun ,sorarım sana duygusal cocuk sevgili sacına ,eline ,badem gözmü diyodunuz hah!!badem gözlerine kim tepkisiz kalır herkez senin ne kadar duygu yüklü oldugunu kendince aşk sandıgın duygunun nasılda kutsal oldugunu düşünüp seni takdir edecektir busana toplumda yer ve mevki kazandırabilirmi acaba diye sordu fısıltı cevabı zaten biliyor alayediyormuşcasına,fısılt
ı yine acımasızdı!!! Cocuk ise zaten bunu defalarca düşünmüştü acaba ben herseyi sonsuz bir iştahla istiyor ama toplumda bu aşağılık düşünceler taraftar bulmuyacagından(ki herkez bu sınırsız istegin acgözlülüğün hükmündedir ama birbirlerine itiraf etmek istemezler ,bu durumu biri ifade edecek olsa onu aralarından uzaklaştırıp sapkın adam diye lanetlerler)mı acaba baska bi persona ya sıgınıp halk efkarının genel kabullerine uyuyorum,Arthur schonpenhauer nedimşti bilirsin işte okuyosun dedi..fısıltı ‘’ anlamsız, boş, acı-dolu, kötü bu hayattan kaçınmanın tek yolu vardı; o da istencimizi öldürmek’’ diye sölendi cocuk metalik bir sesle

Ama dedi cocuk bir tanrı nizamı içinde yasıyoruz kutsal kitaplarla bunların yasaları cercevelenmiş yüzyıllardır değişmeyen dogmalarla ilahi yasaların dısına cıkılmaması ögütlenmemişmiydi ,fısıltı insanlar sefil birer asidirler dedi kızgınlıkla kendi yarattıkları tanrıyıda kendileri öldürdü dedi ,yüzyıllardır din adına akan kan ölen milyonlar ve sonuç diyip sustu bitkinlikle

Cocuk da dinin var olmadıgını düşünmüştü ,cok eski çağlardan insanların organize olmayabasladıgı ,devletler kurmaya basladıgı dönemler ve ulusal devletlerin kuruldugu günümüze kadar ,insanlar belli bir inanç cevresince dizginlenmeye calısılmışlardı ,hiçbir toplumsal kuralı tanımayan anarşizme yönellmiş insanların varlıgı toplumları yöneten elit güçlerce istenen bir şey degildi,toplumları yönetenler hep bir gücü refarans noktası yapmışlardı ,genelde tanrı kral modelleri hükümdara sınırsız bigüç verdiği gibi onu yaptıgı amellerdende sorumsuz tutuyordu ,Paganlarsa birçok tanrıyı birleştirip hatta onları normal insan gibi tasvir eden yunanlılara kadar gitmişti iş,fakat ortak bir birleştirici gerekiyordu ,tek tanrılı din ideal olanıydı ,hükümdar düşünüyordu ulan ben bu insanları nasıl bi arada tutarım onlara para versem bu insanoğlu aç daha fazlası nı isticek paranın sınırıda bi yere kadar peki onlara toprak san söhret versem bu sefer güçlenip beni tehdit etmeye baslıcaklar üstelik topraklarımı vveremem işte bu noktada yönetici elit müthiş bi çözüm buldu bu hem işi ucuz yollu cözüyordu hemde insanın yüregine korku verip bu dünyada lanetlenirseniz ahirette yanarsınız gibi bir sınırlamayla toplumu pasifize ediyordu bu müthiş korkunun adı dindi

Fısıltı konunun dısına cıkan cocugu sıkıntıllı gözlerle izledi tekrar gelecegim ve cevapsız soruları cözücez diyerek uzaklaşt